Alarko Holding, Afrika’daki projeleri takip ediyor.
2 milyar TL cirolu Alarko Holding, Afrika’da otoyol, raylı sistemler, havaalanı, su arıtma projelerini yakından takip ediyor. Holding, Sahra Altı Afrika’da yeni proje geliştirecek. Alarko Holding, Maslak’ta yeni projeye hazırlığında olduğunu da bildirdi.
2 milyar TL cirolu Alarko Holding, taahhüt alanında önemli ihaleler üstlenmeye devam ediyor. Anadolu ve Avrupa Yakası’nda üstlendiği metro hattı ihalelerinin ardından en son havaray ihalesini kazanan grup yurtdışında ise Sahra Altı Afrika’ya odaklandı. Alarko Holding’in üçüncü kuşak temsilcisi Niv Garih, “Afrika’da otoyol, raylı sistemler, havaalanı, su arıtma projeleriyle yakından ilgileniyoruz. Bu yıl Sahra Altı’na ilk defa açılacağız” diyor.
Geçen yıl vefat eden İshak Alaton ve Üzeyir Garih öncülüğünde 1954 yılında kurulan Alarko Holding, artık yeni kuşağa emanet. İkinci kuşak temsilcisi İzzet Garih’in yönetim kurulu başkanı olduğu grupta yatırımcı ilişkilerini ise üçüncü kuşaktan Niv Garih yönetiyor. İki yıl önce yönetim kuruluna giren Niv Garih, kısa bir süre önce grubun sanayi şirketlerinden Alarko Carrier’ın yönetim kurulu başkanlığı görevini de üstlendi. Hem yeni görevini hem de holdingin yatırım gündemini konuştuğumuz Niv Garih, gruptaki dönüşümü Ekonomist’e anlattı. Grubun daha dinamik ve hesaplanabilir riskler alan bir yapıya dönüştüğünü aktaran Niv Garih, taahhüt grubunun ağırlığının artık enerjiye geçtiğini söylüyor. Enerjinin gelirlerdeki payının yüzde 70’e ulaştığını ve 2 milyar TL cirolu grubun enerjide önemli yatırımları devreye almaya devam ettiğini belirten Niv Garih, enerjideki yatırımların yanı sıra taahhüt alanında ise en son havaray ihalesini kazanan grubun yurtdışında ise Sahra Altı Afrika ile yakından ilgilendiğini ifade ediyor.
Alarko Holding son dönemde kazandığı metro ihaleleriyle dikkatleri çekiyor. En son havaray ihalesini de kazandınız. Burada nasıl ilerleyeceksiniz?
Yaklaşık 65 yıllık mühendislik geçmişimizle Türkiye’nin bu konuda en tecrübeli ve bilgili şirketlerinden biriyiz. Halihazırda Avrupa Yakası’nda 415 milyon dolar bütçeli Kabataş-Be-şiktaş-Mahmutbey metro hattını yapıyoruz. İlaveten 440 milyon dolar yatırım bütçesi olan Anadolu Yakası’nda Kaynarca-Pendik-Tuzla metro ihalesini de kazandık. En son havaray ihalesinde birinci geldik. Ama süreç devam ediyor. Sonuçlanmasının ardından değerlendirme sürecinden geçiliyor. Orayı da kazanırsak 1,3 milyar TL’lik bir iş olacak. Önümüzdeki dönemde de ülkemizdeki ve yurtdışındaki hızlı tren, yol, arıtma, havaalanı ve altyapı ihalelerinde yer alacağız.
Taahhüt alanında yurtdışında son durum nedir?
Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri gibi bölgelerde zaten işler yapıyorduk. Afrika’nın güneyiyle de yakından ilgiliyiz. Özellikle Sahra Altı ilgilendiğimiz bölge. Eğer bu mümkün olursa Sahra Altı’na ilk defa açılmış olacağız. Buralardaki altyapı ve müteahhitlik işlerini takip ediyoruz. Burada otoyol, raylı sistemler, havaalanı, su arıtma tesisleri projelerine odaklanıyoruz. Bu yılın sonunda inşallah orada da yer alırız.
Afrika’da özellikle ilgilendiğiniz ülkeler hangileri?
Tanzanya, Kenya, Fildişi Sahili’nde yer almak istiyoruz. Hedefimiz yeni projelerle üstlendiğimiz taahhüt işlerinde 1 milyar dolan aşmak.
Grubun son yıllarda en önemli yatırım alanlarından biri de enerji. Orada gündeminizdeki yatırımlardan söz eder misiniz?
Bizim toplamda 253 megavatlık üretim gücümüz var. Bir de 45 megavat kurulu güçte solar tesislerimiz bulunuyor. 2009 yılında yeni bir sürece giren holding enerji sektöründe önemli yatırımları gündeme almaya karar verdi. Üretimdeki faaliyetlerimize dağıtımı da ekledik ve dağıtım ihalelerine girdik. Bugün Türkiye’deki enerji dağıtım kapasitesinin yaklaşık yüzde 4’ünü sağlıyoruz. O dönem kimse bizden risk alıp Medaş’ı almamızı beklemiyordu ama girdik ve aldık.
Neden sizden beklenmiyordu?
Bizim insanlar üzerindeki intibamız daha az risk alıp, daha ziyade para üzerine oturan, çok dinamik olmayan bir yapı şeklindeydi. Bence bu algı tamamen değişti. Bugün geleneklere bağlı fakat daha modem bir şirketiz. Yine muhafazakarlıklarımız var ama eskiye oranla daha dinamik, modern, en önemlisi de hesaplı riskleri alabilen bir konumdayız. Maliyetler uyuyorsa risk almaktan korkmuyoruz. Enerjideki yatırım gündemi de böyle şekillendi. Şu an yaptığımız yatıranlarla holding gelirlerinin yüzde 70’ini enerjiden sağlar olduk. Önümüzdeki süreçte de özellikle yurtdışında yapacağımız taahhüt işlerinden kazanacaklarımızı, ülkemizdeki enerji yatırımlarında kullanmak istiyoruz.
Son dönemde yatırımlarda temkinli olunan enerjide sizin yeni yatırım kararlarınız olacak mı?
76 megavatlık Karakuz hidroelektrik santralimiz elektrik üretiyor. Medaş enerji dağıtım şirketimizle ilgili olarak son altı yılda 300 milyon dolarlık yatırım yaptık. Önümüzdeki beş yıl içerisinde yaklaşık 330 milyon dolarlık daha yatınm yapacağız. Cengiz Grubu ile ortak yaptığımız ve bin 320 megavatlık güce sahip Karabiga Termik Santrali’nde ise artık üretim noktasına geliyonız. Birinci türbini bu yılın sonunda hizmete girecek ve elektrik üretmeye başlayacak. Proje tamamlandığında yapılan yatınm toplamda 1 milyar dolara ulaşmış olacak. İkinci türbin ise 2018’in mart ayında tamamlanacak ve tam kapasiteyle elektrik üretmeye başlayacak. Bu santralimiz Türkiye’nin büyüklük olarak ilk beşi içine girecek.
Karabiga’nın ciroya katkısı ne olur?
Enerjide en büyük hedefimiz Karabiga’yı tamamlamak. Bunun 440 milyon dolarlık ek bir ciro katkısı olacak ve bunda yüzde 50 pay sahibi olacağız.
Enerjideki bu katkıyı da düşünürsek grup bu yılı nasıl tamamlar?
Karabiga’nın yanı sıra enerjide Karakuz Santrali’nin olumlu etkisini de göreceğiz. Bu yıl yağışlı bir yıl ve Karakuz yılı iyi kapatacak. Bu yıl ciromuz 2 milyar TL’yi aşar. Mevcuttaki işler ise 2018 ciromuza büyük bir katkı sunar diye tahmin ediyoruz. Dolayısıyla taahhütte de yeni ihaleler kazanırsak, 2018’de 3 milyar TL civannda bir ciroya erişebiliriz.
Kısa bir süre önce sanayi grubu şirketlerinden Alarko Carrier’in başına geçtiniz. Buradaki vizyonunuzdan söz eder misiniz?
20 yıldır iklimlendirme sektörüne öncülük eden şirket yine aynı vizyonla ilerleyecek. İki fabrikada üretim yapan ve 65 ülkeye ihracatı olan şirketimiz, 170 milyon dolar civarında ciro yapıyor. Türkiye’nin en itibarlı 100 markası arasında yer alıyoruz. Burada yeni gündem Çin pazarı oldu.
Çin pazarında hedef nedir?
Çin pazarında yükselen bir talep olduğunu gördük ve iki satış noktasıyla girdik. İlk hedefimiz orayı test etmek, sonrasında ne yapacağımıza karar vereceğiz.
Hillside markasını Kıbrıs’a da taşıyacağız
“Turizmde sektörün zorluklar yaşadığı bir dönemde Hillside Fethiye olarak sezonu başarılı bir şekilde açtık. Hillside Beach Club’ın Harvard Business School’da Case Study olarak işlenmesi bizleri çok motive etti. Turizmdeki her türlü olumsuzluğa karşın biz önümüzdeki yıllarda turizm grubumuzu büyütmeyi planlıyoruz. Hatta Hillside konseptimizi Kıbrıs’a Hillside Karpaz olarak taşımayı hedefliyoruz. Gerekli izinler çıktı. 400 dönümlük arazimizde, bölgenin en büyük holiday resort’u olarak planladığımız bu yatırım için çalışmalarımız başladı. 415 odalı bu yatırımın ardından İstanbul’da da bir yatırım planlıyoruz. Maslak’ta bir arazimiz var ve burada ne yapabileceğimize bakıyoruz”